12 Temmuz 2009 Pazar

hayat

hayat nedir bilirmisin?
Yaşayarak öğrenmek, üzülmek yeri geldiğinde
kafanı duvarlara taşlara vurmaktır.
Bazende gülmek, karın ağrısından ağlayana dek,
bazende öylesine gözlerinden yaşların gelmesini
izlemek. Sessizce yanaklarını ıslatıp
dudaklarındaki tuzun tadını almaktır.
Bazen bir dokunuştur, dudaklarına yada
kalbine yüreğine en derin noktana.
Bazen bir sözdür hayat, yükseklere taşır
yada en dibe vurur.

Bazen bir fırtına gibi esmektir hayat.
Herkese ve herşeye kızmaktır.
Işte budur hayat, acı, tatlı, coşku ve
duyguseline kapılmaktır hayat.
Bazen dur! diyip kendini dinlemektir hayat.
Düşünmektir, düşündükçe girdabın dibine inmektir hayat.

Anlamını bulmaktır, görmeye çalışmak ve farkında olmaktır hayat.
Neden var olduğunu, bu dünyade ne işin olduğunu sormak, sorgulamaktır
hayat.
Uzun uzun şiirler yazmaktır Hayat. Sevmektir aynı zamanda, hemde
en coşkulu bir şekilde.
En derinden gelen duygu seline kapılarak sevmektir.
Ölesiye ama yinede bencilce.
Sıcaktır hayat, ama bir o kadarda soğuk olur bazen
içimiz donarda diyemeyiz hiç - üşüyorum.

Islaktır hayat, denizin içine düşmüş gibi.
Sudan çıkmış balık gibidir bazen,
Bir kum tanesidir ama bir okyanusda olur.
Kurumuş ve solmuş bir dal gibidir aynı zamanda
yeni açmış taze bir çiçektir hayat.

Anlayan ve anlamayanlarla doludur hayat. Bazen ağır dersler verir,
bazende eğlendirir.

Kahvedir hayat, bazende bir fincan çaydır içini ısıtır
sana güven verir.
Buz gibi bir limonatadır, ferahlatan
yada açlığını dindirecek enfes kokudur hayat.

Doymak bilmemektir hayat bazende,
sanki tüm dünyayı yiyecek gibi acıkmaktır.

Uyanmaktır hayat sabah güneşi ile.
Akşam uykuya dalmaktır yıldızları sayarak...

dünyanın bir diğer tarafında bulunan sevgilidir hayat,
onu düşünmektir. Hiç tanımadığın birini merak etmektir aynı zamanda.
Ama bir o kadar tanıdıktır ki tüm insanlar ve dünya.

Her yerde hayat vardır, ama yinede yoktur.
Her yeni bir gün yeni bir hayatdır.

10 Haziran 2009 Çarşamba

AŞK

Bir gül gördüm bahçemde,
koparasım geldi ama kıyamadım.
Koklayayım dedim sadece,
solar diye koklayamadım.
Her günümü güller ile geçirmek için
kendimden vazgeçtim.
Öylesine tutkuluydum ki zamanı algılayamadım.
Bahar bitti, yaz geldi
güller dahada çok serpildi.
Renk cümbüşün içinde coştukca coştular.
Açtıkca açtılar, ben bakmaya doyamadım.
Baktıkça daha çok baktım,
kokladıkça daha çok kokladım.
Açlığımı bastıramadım.

Birde baktım ben güllere bağlanmışım.
Onlarsız bir gün daha geçiremedim.
Zamanın nasıl geçtiğini fark edemedim.

Yaz bitti, güller yavaşca solmaya başladı.
Önce yaprakları kurudu ve sonra,
teker teker döküldüler.
Onlar soldukça bende soldum.
Onlar döküldükçe ben yıkıldım.

Güller olmadan ben ne yaparım, bilemedim.

Tanrıya yalvardım, fakat dinletemedim.

Bende güller ile solmaya karar verdim,
soldum ve kendimi aşka kapatdım.
Yeni bir bahara, yeni bir aşk gelene kadar,
güller açana kadar bende uykuya daldım.

23 Mayıs 2009 Cumartesi

yalnızım

yalnızım, ben ve yalnızlığım.
aslında çevremde bir çok insan var
ama ben yalnızım
ben ve yalnızlığım

1 Şubat 2009 Pazar

heves

heves ettim, kendimce birşeyler çizmeye
uzun bir çizgiyle başladım
ne olacağını bilemeden, düşünmeden
sonunu göremediğim bir çizgi oldu
hayatın kendisi gibi, uçsuz bucaksız.

Hayatın sonu var derler, kim bilir
varmıdır gerçekten?
Olmayabilirde, olabilirde.
Tıpkı benim başladığım çizgi gibi
sonu belli olmayan, kendimce çizdiğim
ne olduğu belli olmayan çizgim gibi

nereden başladığı belli değil
nereden belli olsun sonu?
kim bilir belkide hiç bir son yoktur,
biz öyle olduğunu zannediyoruzdur.

Ne olursa olsun, hayat bu
herşeye rağmen yaşamak güzel.
Dokunmak, hissetmek, gülmek
ağlamak, üzülmek ve öpüşmek.

Sevgimi paylaşabilmek,
daha nice sayabileceğim sözcüklerle
tarif edilemeyen sonsuz duygu seli
Hani herşeyin bir sonu vardı?

23 Ocak 2009 Cuma

Yeni yıla gireli 23 gün oldu

karar vermem gerek, ne istediğime, neyi neden istediğimi bilmem gerek.
ne zaman nereye gideceğime, neden gitmek istediğimi bilmem gerek.
nasıl ve neden yapmak istediğimi bilmem gerek.
diğerlerine anlatabilmem gerek, ne istediğimi bilmem gerek.
bilmediklerimi sormam gerek, soramadıklarımı bulmam gerek.
görmediklerimi hayal etmem gerek, gördüklerimi kaydetmem gerek.
duyduklarımı tartmam gerek, duyamadıklarımı düşünmem gerek.
neyi neden istediğimi bilmem gerek, karar vermem gerek.
gereken çok şey var, ama bunuda anlamak gerek.

15 Ocak 2009 Perşembe

buz

Buzgibi şu aralar kalbim bana karşı. Ne yapsam onu ısıtamıyor ikna edemiyorum. Nedendir bilemiyor bir türlü anlamıyorum.
Her gün daha da soğuklaşıyor, her gün benden uzaklaşıyor.
Nedendir bilemiyorum.
Çözüm bulmaya çalışınca işleri yüzüme gözüme bulaştırıyorum.
Nasıl yapsam da düzeltsem, bulamıyorum.

Buzgibi şu aralar kalbim bana karşı. Ona tatlılar gönderiyorum, çiçeklerle donatıyor sevgimi vermeye çalışıyorum, nafile.
Peşini bırakmayacağım, boşvermeyeceğim.
Nede olsa o benim kalbim. Içimde, benimle her yerde.
Ama yinede uzakta.

Nasıl barışırım nasıl iyileşirim bulamadım.
Bulacağım, buluncada rahat bir nefes alacağım. Onu birdaha soğutmamak için
sıcak bir ülkeye gideceğim.
Mavi gökyüzün altında, beyaz kumsallarda barındıracağım onu.
Üşümesin birdaha donmasın diye.